Türkiye'de Dijital Beşeri Bilimler (DBB) alanındaki çalışmalar, dijital araçlar ve metodolojilerin entegrasyonu ile giderek derinleşmekte ve tarih ile insan bilimleri disiplinleri arasındaki diyalogu zenginleştirmektedir. Özellikle haritalama yöntemi, tarihi belgelerin ve kaynakların analizinde kullanılarak, bilgi teknolojilerinden beşeri çalışmalara bir köprü oluşturmaktadır. Fatma Aladağ'ın ifade ettiği üzere, bu metodolojiler sayesinde tarih yazımının imkanları genişlemekte ve bu alandaki çalışmalar daha geniş kitlelere ulaşmaktadır ("Dijital Beşerî Bilimler ve Türkiye Araştırmaları: Bir Literatür Değerlendirmesi", Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 18. cilt, sayı 36, 2020, s. 773 vd.).
Bu bağlamda Sakarya Üniversitesi Osmanlı Araştırmaları Merkezi bünyesinde yürütülen "Dijital Beşeri Bilimler Atölyesi"nde Ali Rıza Özcan’ın İstanbul’un 100 Kitâbesi adlı eserini merkeze alarak gerçekleştirdiğim haritalama çalışması, İstanbul’un tarihî mirasını dijital araçlarla daha erişilebilir ve etkileşimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmamızda, kitabelerin konumlarını ve açıklamalarını Google My Maps üzerinde görselleştirilmiştir.
Bu çalışmayı sunarken okuyucularımız için Osmanlı Kitabeleri Projesi'ne de değinmek önemlidir. Tokyo Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu'nun iş birliğiyle yürütülen bu proje, Osmanlı dönemine ait kitabeleri içeren geniş kapsamlı bir dijital veri tabanı oluşturma amacını taşımaktadır. Proje, şu ana kadar Türkiye'de bulunan 1756 kitabeyi sistematik bir şekilde dijital ortama aktarmıştır. Bu yazımız kapsamında proje haritalama çalışmamızda da önemli bir referans noktası olarak işlev görmüştür.
Bu yazımda atölye kapsamında oluşturduğum final ödevimin çıktısı olarak Özcan’ın eserini odağa alarak gerçekleştirdiğim dijital haritalama çalışmasını tanıtacağız. Çalışmamızda İstanbul’un zengin tarihî mirasını dijital araçlarla haritalandırarak, araştırmacılar ve meraklılar için erişilebilir ve etkileşimli bir kaynak oluşturmayı amaçladık.
Gelin çalışmamızı adım adım analiz edelim!
Eser Tanıtımı ve İçeriği
Eser, Osmanlı dönemi İstanbul’unun mimari eserlerinde yer alan yüz önemli kitâbeye dair kapsamlı bir çalışmadır. Bu eser, camii, türbe ve çeşme gibi tarihi yapılar üzerinde yer alan kitâbelerin diline, yazı türüne ve yazarına ilişkin detaylı bilgiler sunmaktadır. Her bir kitâbe, metinsel açıklamaların yanı sıra fotoğraflarla da desteklenmiş olup, görsel ve yazılı bilgilerin birlikte değerlendirilmesine olanak tanımaktadır. Çalışmanın kaynakları arasında, kitâbelerin yer aldığı çeşmeler, camiiler ve anıtlar hakkında yapılmış önceki araştırmalar önemli bir yer tutmaktadır.
Kitabın takdim başlığında, “kitabe geleneği Bizans’tan Cumhuriyet İstanbul’una kadar süreklilik göstermiştir. Kitabelerin şehrimizde ilk olarak bilgi vermek amacıyla yazıldığını görüyoruz. Bir anıtın ya da binanın ne vesile ile ve hangi tarihte, kimler tarafından yapıldığı, kitabesinden edinilen bilgilerden ortaya çıkar” cümleleriyle kitabelerin önemine değinilmiştir. Kitabın önsözünde kitabenin etimolojik bilgisine ek olarak İslam’ın erken dönemlerinde ve İslam Devletlerindeki kitabe geleneğinden bahsedilmiştir. Çalışmadaki kitabelerin dilleri hakkında da kitabe yazımında “Arapça, Farsça ve Türkçe kullanıldığı, Fatih Sultan Mehmed Han devrine kadar genellikle Arapça olarak yazılan kitabeler, daha sonra Türkçe yazılmaya başlamıştır. Farsça kitabe örnekleri oldukça azdır. Piyer Loti Evi’nin kitabesinde de Türkçe ve Fransızca aynı kitabede birlikte kullanılmıştır” bilgisi satırlarda yer almaktadır. İstanbul, farklı türde ve farklı semtlerdeki kitabeleriyle tarihi çeşitliliğini bu alanda da göstermiştir. Kitabeler, çalışmada kronolojik olarak incelenmiştir. Kültürel ve mimari yapıların dışında savaş galibiyeti sonrasında bir hattat tarafından zafer nişanesi olarak yazılan bir kitâbe de çalışmada yer almaktadır. (bkz. Görsel 8) Çalışmanın kaynakları arasında, kitâbelerin yer aldığı çeşmeler, camiiler ve anıtlar hakkında yapılmış önceki araştırmalar önemli bir yer tutmaktadır. Bunun yanı sıra, eser Bizans yapıları ve kitâbelerini de içermektedir. Yazar, tamir, inşa ve yenileme kitâbelerini detaylı bir şekilde ele almış, aynı zamanda ayet içeren kitâbelere de yer vermiştir. Eserde incelenen 100 kitâbe arasında, beşi Türkçe yazılmış olup, bu durum Osmanlı dönemi yazı kültüründeki çeşitliliği göstermektedir. Bu eserin akademik dili ve yapısı, Osmanlı ve Bizans mimarisi ile epigrafisi konusunda çalışan araştırmacılar ve bu alana ilgi duyanlar için değerli bir referans kaynağı olma niteliğindedir.Çalışmanın kaynakları arasında, kitâbelerin yer aldığı çeşmeler, camiiler ve anıtlar hakkında yapılmış araştırmalarda bulunmaktadır.
Kitâbe Nedir?
Dinî, sivil ve askerî binaların belirli noktalarına özenle yerleştirilen kitâbeler, verdikleri bilgilerle ve yapının estetik görünümünü tamamlayan süslemeler olmalarıyla önemli bir mimari unsur olarak kabul edilir. Genellikle giriş kapılarının üzerinde bulunan ve yapının kim tarafından, ne zaman inşa edildiğini belirten kitâbelere “tarih kitâbesi”, yapı hakkında onarım bilgilerini içerenlere ise “tamir kitâbesi” denir. Kitâbeler tarih çalışmalarında kullanılan önemli kaynaklardan biridir. Kitâbelerin yazılışında celî sülüs ve kûfî yazılar tercih edilmiştir. (Ali Alparslan, “Kitâbe”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 26, Ankara, 2002,76 vd.)
Kitabeler, tarih boyunca farklı medeniyetler ve toplumlar tarafından önemli olayları, kişileri, eserleri ve değerleri kalıcı hale getirmek amacıyla taş, metal veya diğer dayanıklı malzemelere kazınarak yazılmış yazıtlar ve işaretlerdir. İstanbul'da bulunan kitabeler, şehrin derin tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturur.
İstanbul’un 100 Kitabesini Google My Maps ile Haritalamak:
Google My Maps, kullanıcıların özel haritalar oluşturmasına olanak tanıyan oldukça kullanışlı bir araçtır. Bu platform üzerinde katmanlar ekleyerek ve bu haritalara mobil cihazlar üzerinden erişim sağlayarak, kullanıcılar farklı verileri görsel bir biçimde düzenleyebilirler. Özellikle dijital çalışmalar alanında, bu tür araçlar sayesinde bilgi daha erişilebilir ve işlevsel hale gelmektedir. Google My Maps'ın sunduğu kolay kullanım, haritaları diğer kullanıcılarla paylaşma imkanı ve çeşitlendirilebilir içerik yapısı ile, başlangıç seviyesinden ileri düzeye kadar her kullanıcı için uygun bir seçenektir.
Google My Maps kullanımına dair Digital Ottoman Studies Platformu’nda yayınlanan bir rehber için tıklayınız
Harita Hazırlama Aşamaları
Veri setinin çıkarılması, harita oluşturma sürecinin başlangıcıdır. Bu veri seti, kitâbelerin isimleri, bilgileri, mevcut durumları, yapı türleri, koordinatları ve okunuşlarıyla derlenmiştir. Koordinatları belirlenemeyen kitâbeler için yapı türü bilgisi olarak 'bilinmiyor' terimi kullanılmıştır.
Görsel 1: Veri seti içeriği
Haritanın hazırlanmasındaki ikinci aşama olarak veri seti, Google My Maps’e Google e-tablolar formatında yüklendi. Yükleme sırasında yer işaretleri ve işaretçileri haritaya göre belirlendi.
Görsel 2: Yükleme sırasında yer işaretçileri
Takip edilen yolda, Google My Maps ile harita oluşturuldu. Harita için bir katman tercih edildi.Yapı türlerinin harita üzerinde farklı sembollerle gösterilmesi, haritanın okunabilirliğini artırarak okuyuculara yapıların çeşitliliği ve konumları hakkında önemli ipuçları sunacaktır.
Görsel 3: Farklı sembollerle gösterilen yapı türleri
Görsel 4:Kitâbelerin harita üzerinde görünümü
Veri seti camii, türbe, çeşme, hamam, köşk gibi yapılara ait kitâbeleri içermektedir. Bu kitâbelerin günümüzdeki durumuna dair bilgiler hem adı geçen çalışmada hem de başta Kültür Envanteri gibi platformlar üzerinden ulaşılabilmektedir. Haritada her sembolün üzerine tıkladığımızda kitâbeler hakkında bilgiler ekrana gelmektedir. Bu bilgiler, Google e-tablolar üzerinden hazırlanan veri setine dayanmaktadır.
Görsel 5: Kitâbele hakkında bilgi
Veri seti hazırlanırken kitâbelerin okunuşu sütununda, orijinal okunuşu esas alınmıştır. Adı geçen çalışmada günümüz Türkçesi okunuş ve anlamları da mevcuttur.
Görsel 6: Nusretiye Sebiline ait kitâbenin okunuşu
Hazırlanan veri setinde tür olarak özel bir isimle belirtilmeyen kitâbeler, diğer adıyla isimlendirilmiştir.
Görsel 7: Darülâcezeye ait kitâbe
Görsel 8: Dömeke Savaşı Kitâbesi.1897’de Osmanlı-Yunan harbi sırasında Dömeke dolaylarında Osmanlı ve Yunan ordusu arasında yapılan ve Osmanlı’nın zaferiyle sonuçlanan savaşın Edebiyata yansımasıdır
Sonuç
Sonuç olarak İstanbul'un 100 Kitâbesi adlı çalışma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait İstanbul'un tarihi yapılarını ve bu yapıların kitâbelerini merkeze alarak, şehrin zengin tarihini ve kültürel mirasını dijital ortamda haritalandırarak sunmuştur. Çalışmamız tarihi bilgilerin görsel ve etkileşimli bir şekilde analiz edilmesine olanak sağlamış, böylece akademik ve genel izleyici kitlesi için erişilebilir bir kaynak oluşturmuştur. Kanaatimce alana dair yeni bir örnek sunan bu çalışmam tarihi eserlerin korunması, tanıtılması ve eğitimde kullanılması açısından değerli bir katkı sağlamakta olup, aynı zamanda dijital teknolojilerin kültürel mirasın anlatılmasındaki rolünü pekiştirmektedir. Dolayısıyla bu proje sadece bilgi sağlamakla kalmayıp, tarihi mirasa yeni bir bakış açısı getirmekte ve bu alandaki çalışmalar için yenilikçi bir model sunmaktadır.
Haritaya ulaşmak için tıklayınız
ELİF SÜMEYYE ERTÜRK
Sakarya Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı
Yüksek Lisans öğrencisi
KAYNAKLAR
Aladağ, Fatma. “Dijital Beşerî Bilimler ve Türkiye Araştırmaları: Bir Literatür Değerlendirmesi”. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi 18, sy. 36, 2020, 773-796.
Alparslan, Ali. “Kitâbe”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 26, Ankara, 2002,76-81
Özcan, Ali Rıza. İstanbul’un 100 Kitâbesi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, 2011.
コメント