top of page

Seminer Raporu: Askeri Dönüşüm Çağında Osmanlı Timar Sistemi (1645-1739)

Osmanlı Timar sisteminin imparatorluğun kuruluşundan itibaren önemli bir rol oynadığı ve ekonomik, askeri ve sosyal alanlarda etkili olduğu bilinmektedir. Bu sistem, Osmanlı Devleti'nin askeri gücünün temelini oluşturmuş ve tımarlı sipahiler aracılığıyla askeri hizmetlerin sağlanmasına katkıda bulunmuştur. Timar sistemi aynı zamanda imparatorluğun yerel yönetimini organize ederek bölgelerdeki idari yapılanmayı sağlamıştır. Böylelikle timar merkezi otoritenin taşradaki etkinliğini artırmıştır. Sipahi sınıfı, toplumun ekonomik ve sosyal yapısında belirleyici bir role sahip olmuş ve sosyal dengeyi sağlamıştır. Ancak zaman içinde Timar sistemi çeşitli değişimlere uğramak durumunda kalmış ve 16. yüzyıldan itibaren merkezi otoritenin zayıflamasıyla birlikte bir takım reformlara tabi tutulmuştur. 


Osmanlı İmparatorluğu'nun idari ve askeri yapılanmasının en belirgin özelliklerinden biri olan tımar sistemi, her zaman ilgi çekici bir konu olmuştur. Bu bağlamda Dr. Bünyamin Punar'ın 2024 yılında İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü'nde tamamladığı "Askeri Dönüşüm Çağında Osmanlı Timar Sistemi (1645-1739)" başlıklı doktora tezi, konuya yeni bir perspektif getirmekte ve literatürde önemli bir yere sahip olmaktadır. Prof. Dr. M. Feridun Emecen danışmanlığında hazırlanan bu çalışma, Osmanlı tımar sisteminin 1645 ile 1739 yılları arasındaki evrimini detaylı bir şekilde ele alarak, askeri dönüşüm sürecindeki dinamikleri ortaya koyuyor. 


21 Mart 2024'te, Osmanlı Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (OSAMER) tarafından düzenlenen çevrimiçi seminerde, araştırmacılar Dr. Bünyamin Punar'ın hazırladığı doktora tezini dinleme imkanı buldu. Bu oturum, merkezin düzenlediği "OSAMER Tez Sunumları" serisinin on ikinci bölümü olarak kaydedildi. Dr. Punar'ın seminerde paylaştığı metodoloji, kullandığı kaynaklar ve ulaştığı bulgular, akademik çevrelerde büyük bir ilgiyle karşılandı. Bu blog yazısında, seminer sırasında tartışılan başlıkları ayrıntılı bir şekilde ele alacak ve Dr. Punar'ın tez çalışmasının Osmanlı tarih araştırmalarına olan katkılarını ve bu çalışmanın önemini detaylıca inceleyeceğiz.



“Timar, Osmanlı Devleti’nin kendisidir.”


Osmanlı Timar Sistemi ve Alanda Öne Çıkan Çalışmalar 

Dr. Bünyamin Punar, sunumuna Osmanlı tarihçilerinin timar sistemini nasıl değerlendirdiğine dair bir giriş yaparak başladı. Punar, genel olarak literatürdeki çalışmaların timar sisteminin 16. yüzyılın sonlarından itibaren etkinliğini yitirdiği yönünde bir kanıya sahip olduğunu belirterek bu görüşün timar sisteminin Osmanlı askeri ve idari yapılanması içindeki rolünün zaman içinde nasıl değiştiğini anlamak için ele alınması gerektiğini vurguladı. Dr. Punar, bu yaygın kanının aksine, sistemdeki dönüşüm ve sürekliliğin daha nüanslı bir şekilde incelenmesi gerektiğine işaret etti, böylece timar sisteminin aslında daha uzun bir süre boyunca varlığını sürdürdüğü ve Osmanlı yapılanmasında önemli bir rol oynamaya devam ettiği sonucuna vardı. Dr. Punar ayrıca sancaklardaki kılıçların intikali ve seferlerdeki sayıların 17. yüzyıldan itibaren çok düşük seviyelerde olduğu, eski görkemli günlerin gölgesinde kaldığı gibi genel geçer yorumların da literatürde bulunulduğuna dikkat çekmiştir. 


Timar hakkında yapılan ilk çalışmalar hakkında da bilgi veren Dr. Punar, oryantalistler tarafından yapılan çalışmalarda Osmanlı taşra tarihinin Avrupa feodalitesi ile özdeşleştirildiğini ileri sürmektedir. Osmanlı’nın son dönemleri ve Erken Cumhuriyet Döneminde Fuad Köprülü  öncülüğündeki çalışmalarda timarın tarihi ve kökeni gibi konular işlendiğine değinmiştir. Timarın en rahat anlaşılabileceği kaynağın, Ayn-i Ali risalesi olduğuna dikkat çeken Dr. Punar, 1970-1980’lerde ise genel timar tarihlerinin ortaya çıktığını, Ömer Lütfi Barkan’ın MEB İslam Ansiklopedisine yazdığı “timar” maddesiyle, bütün literatürü etkisine altına alan bir çalışmaya imza attığını belirtmiştir. 


Timar Sistemi Üzerine Yeni Yaklaşımlar ve Literatürdeki Yeri

Timar konusunu, yüksek lisans dönemine kadar kavramakta zorluk çektiğini belirten Punar, timarın mali büyüklüğü hakkında 1528 tarihli bütçe dışında bir verinin olmadığını fark etmesiyle konu hakkındaki merakının arttığını ifade etmektedir. Dr. Punar, tez yazma serüveninde literatürün  zaman ve mekânsallık bakımından eksik olduğunu, 16.yüzyıla kadar anlatılan timarın hangi bölgede ne kadar uygulandığı ve gözden düştüğü yorumu yapılan timarın, 19.yüzyıla kadar neden yaşatıldığı hakkında bilgilerin yer almadığını fark etmiştir. Böylelikle literatürün boşluklarını tespit etmiştir. 


Bu bağlamda çalışmasının ana amacının timarda göze çarpan ilk problem olan veri eksikliğini gidermek olduğunu belirten Punar’ın çalışması Osmanlı timar sisteminin, son fetih dönemi olan 1645-1739 yılları arasındaki nicelik, nitelik ve yayılımını inceleyen monografik bir araştırmadır. Dr. Punarnın tezinde 1645-1739 yıllarındaki askeri dönüşüm çağında, sistemin büyüklüğü ve işlevinin sorgulandığı, mali sisteme katkısı ve nihayetinde timarın askeri sistemdeki etkisini detaylı olarak incelenmiştir.


“Punar’ın çalışması, yeni fetih bölgelerinde tahrir ve ilk ruznamçe tevcih defterleri, dış eyaletlerde tahrir üzerindeki muameleler ve eyalet bütçeleri, iç eyaletlerde ise muamele takibi, derdestler ve merkez maliye kalemlerindeki defterler ve bir 1710’lu yıllara ait bir irad defterine dayanmaktadır.”


Timar Sistemine Kısa Bir Bakış

İnsanlık tarihindeki ilk tarım faaliyetlerinin yerleşik yaşama geçişi ve tarım devletlerinin oluşumuyla birlikte, tarım arazilerinin güvenliği için vergi alınarak asker yetiştirme pratiği benimsenmiştir. Bu yöntem, ilerleyen zamanlarda arazinin askere devredilerek vergi karşılığında asker yetiştirilmesi şeklinde de evrilmiştir. Doğu Roma ve İslam Devletleri gibi farklı coğrafyalarda, benzer uygulamaların varlığı tespit edilmiştir. Dr. Punar'ın belirttiği üzere, bu sistem Osmanlı İmparatorluğu'nda timar adıyla gelişmiş ve önemli bir kurum haline gelmiştir. Timar sistemi, belirli bir bölgenin, o bölgede hizmet verebilecek kişilere kira, vergi gibi bedeller karşılığında tahsis edilmesini ve bu bölgeden elde edilen vergilerle yetiştirilen askerlerin savaş zamanlarında orduda görev almalarını esas almıştır. Bu sistem, sadece askeri bir yapı değil, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun idari ve mali yapısında da kritik bir rol oynamıştır. Timar sistemi, Osmanlı'nın ekonomik ve askeri gücünün temelini oluşturmuş ve imparatorluğun uzun süreli varlığına katkıda bulunmuştur.


Osmanlı'da timar sistemi, belirli bir bölgenin hizmet verebilecek kişilere kira, vergi gibi bedeller karşılığında tahsis edilmesini ve bu bölgeden elde edilen vergilerle yetiştirilen askerlerin savaş zamanlarında orduda görev almalarını temel almaktaydı. Timar, sadece askeri bir yapı gibi görünse de, idari ve mali açıdan Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli bir parçasıydı. Dr. Punar, tezinde mali ve askeri unsurların daha ağırlıklı olduğunu ve çalışmasını bu perspektifle hazırladığını ifade etmiştir. 


Çalışma başlığındaki askeri dönüşüm kavramı, Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş biçimlerinde ve kullanılan silah teknolojisindeki değişime paralel olarak yaşadığı dönüşümün anlaşılması için kullanılmıştır. Başlıkta belirtilen 1645-1739 tarih aralığı, devletin önemli fetihler gerçekleştirdiği dönemleri kapsamaktadır. Dr. Punar'ın ifadesine göre, son fetihlerde tahrir defterlerinin tutulması, timar sisteminin varlığının devam ettiğini göstermektedir. Bu çerçevede askeri dönüşüm bağlamında timarın incelenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu dönemlerde yaşanan büyük fetihler, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri ve idari yapısında önemli değişikliklere işaret etmektedir.


Tezin Detayları

Dr. Bünyamin Punar'ın doktora tezinde yer alan iki ana bölüm, "İç Eyaletler" ve "Dış Eyaletler" üzerine yapılan çalışmalar, Osmanlı tımar sisteminin yönetimsel ve coğrafi farklılıklarını detaylı bir şekilde ele alır. İlk bölüm olan “İç Eyaletler” altında altı eyalet incelenmiş olup, Dr. Punar bu bölümde elinde bulunan zengin veri setinin analiz sürecini kolaylaştırdığını belirtmiştir. Bu eyaletlerin çoğunluğu Hass yönetimi altında olduğundan, yönetim şekilleri ve tımar dağılımı üzerine değerli bulgular sunulmuştur. Diğer yandan, “Dış Eyaletler” başlığında ise on dört eyalet ele alınmış ve bu bölüm, Dr. Punar için daha zorlayıcı bir süreç olmuştur. Zorlukların başlıca kaynağı, bu eyaletlere ait tahrir defterlerinin eksik veya güncelliğini yitirmiş olmasıdır. Dr. Punar, bu bölümde metodolojik olarak tahrir defterlerini detaylı bir şekilde inceleyerek, timarların nasıl dağıtıldığını ve yönetildiğini ortaya koymak için geniş bir arşiv çalışması yapmıştır. Her iki bölümde de kullanılan metodoloji, Osmanlı tımar sisteminin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayarak, literatüre önemli tespitler eklemiştir.



Tezin üçüncü bölümü olan “Sefer-Timar İlişkisi”, Girit Savaşı'ndan 1149-1152 Osmanlı-Rusya-Avusturya savaşlarına kadar olan çatışmaları ele almaktadır. Daha sonra, timarlının değişen maliyeti ve niteliği üzerinde duran Punar'ın tezinde ortaya koyduğu diğer bir konu, timarlıların sayısı ve ordunun gücüne katkısıdır. Dr. Punar, bu konuda yaptığı tespitlerde, büyük seferlere on beş ila yirmi bin arasında timarlı katıldığını belirtmiş ve bazı savaşlarda ordunun kalabalıklaşmasının timarlı sayısındaki düşüşle ilişkilendirildiğini örneklerle açıklamıştır. Ayrıca timarlıların savaşa katılımının dolaylı yollardan sağlandığını ve sefere katılmayan timarlıların parasal bedel ödediğini vurgulamıştır. Bu uygulamayla Osmanlı geride yedek birlik bırakarak, timarlıların savaş boyunca harcayacağı paradan tasarruf ederek savaş bölgesine yakın yerlerden miri levent alıyordu yorumunu yapan  Dr. Punar, bu konuda arşiv belgeleri, dönem tarihleri ve elçi raporlarını kullanmıştır.


Timarlının niteliği konusuna da değinen Dr. Punar, savaş şekilleri, teçhizat ve savaş maliyeti gibi faktörleri tespit etmiştir. Bu analizler, Osmanlı ordusunun yapılanması ve savaş stratejileri hakkında önemli bir perspektif sunmaktadır. 



Kaynak: Punar, Askeri Dönüşüm Çağında Osmanlı Timar Sistemi (1645-1739), s.168.


Kaynak: Punar, Askeri Dönüşüm Çağında Osmanlı Timar Sistemi (1645-1739), s.172.


“18. yüzyılın başlarında, özellikle son fetih bölgelerinde timarlaşma oranının %43'e ulaştığı tespit edilmiştir. Bu bulgu, timar sisteminin gözden düşmediğini; aksine, belirli dönemlerde ve bölgelerde canlılığını koruduğunu açıkça ortaya koymaktadır.”

Dr. Bünyamin Punar'ın doktora tezinde yaptığı analizlerle, timar sisteminin 16. yüzyıldan sonra da varlığını sürdürdüğünü ve hatta bazı yönlerden büyüdüğü sonucuna ulaşmıştır. Tezinde, 16. yüzyıl sonlarına ait tahrir defterlerine dayanarak timar bölgelerinin gelir hesaplamalarını yapmış ve bu verileri Şevket Pamuk'un İstanbul’da Temel Gıda Mallarının Fiyatları adlı eseri ile kullanarak timarlı sipahilerin ayni gelirlerinin oranlarını analiz etmiştir. Dr. Punar'ın bulguları genel kanının aksine, timar sisteminin bu dönemde de ekonomik olarak işlevselliğini koruduğunu göstermektedir. Özellikle timar sisteminin gelirlerinde nominal artışlar gözlemlenmiş olmasına rağmen, enflasyon oranları dikkate alındığında, timarlı sipahilerin reel gelirlerinde de artış olduğu belirlenmiştir. Punar, ayrıca yeni fetih edilen bölgelerde timarların yeniden tahsis edildiğini ve sistemsel olarak coğrafi genişleme yaşandığını ortaya koymuştur. 


“Girit Seferi sırasında 7.437 kişilik bölükten yalnızca 4.939'unun sefer yoklamasında kayıtlıydı."

Dr. Bünyamin Punar'ın araştırmasında, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri seferlerinde timarlı sipahilerin katılım oranlarına dair çarpıcı bulgular sunulmuştur. Girit Seferi sırasında tutulan yoklama kayıtlarını inceleyen Dr. Punar, Rumeli eyaletinden katılan 7.437 kişilik bölükten yalnızca 4.939'unun sefer yoklamasında kayıtlı olduğunu belirtmiştir. Bu veriler, seferlere katılımın bölgesel ve ekonomik faktörlere göre değişkenlik gösterdiğini göstermektedir. Dr. Punar, sefer bölgesinin coğrafi uzaklığı ve timarlıların gelir düzeyinin sefere katılım üzerinde belirleyici olduğunu öne sürmüştür. II. Viyana Kuşatması sonrası savaşlarda, Erzurum bölgesinden istenen askerlerin gelirinin on binden fazla olması gerektiği örneği, bu tespitin somut bir göstergesi olarak kullanılmıştır. Bu örnek, yüksek gelire sahip timarlı sipahilerin stratejik olarak önemli seferlere yönlendirildiğini işaret etmektedir. Ayrıca, Dr. Punar, sınırlı verilerle sipahilerin bireysel gelirlerini hesaplamış ve bu gelirlerin savaş süresince nasıl etkilendiğini analiz etmiştir. Yapılan hesaplamalar sonucunda, on iki ay boyunca sürekli savaşta bulunan bir sipahinin gelirinin toplamda yaklaşık 22.000 civarında olması gerektiği sonucuna varılmıştır.


Tezin Bulguları 

Dr. Bünyamin Punar'ın sunumu, timar sisteminin Osmanlı İmparatorluğu'ndaki askeri ve mali alanlarda büyük etkisi olduğunu ancak bu etkinin tam olarak anlaşılamadığını göstermektedir. Punar, tezinin temelinde arşive dayalı kapsamlı bir veri inşası sunduğunu ancak timar sistemi hakkındaki eksiklikleri tek bir çalışmanın dolduramayacağını belirtmektedir. Timar sisteminin on altıncı yüzyıldan sonra gerilediği yönündeki yaygın görüşün doğru olmadığını tespit eden Punar, kılıç sayısındaki artışı ve devam eden fetihlerle yeni tahrir defterlerinin oluşturulduğunu vurgulamıştır. Ayrıca timar gelirlerinin hazine gelirleriyle karşılaştırılmasının bu dönem için ilk kez yapıldığını, incelenen bölgelerde hazine gelirlerinde artış olduğunu ve bu gelirlerin gümüş kuruyla yakın olduğunu belirtmiştir. Ateşli silahlara uyum sağlayamadıkları yorumuna karşın, ateşli silahların kullanıldığını tespit eden Dr. Punar, tezinin askeri verilere de ışık tuttuğunu ifade etmiştir. Timarlıların orduya katılımında sayısal olarak azalma olmasına rağmen, miktar açısından bir düşüş olduğunu belirterek sunumunu sonlandırmıştır.


Sonuç

Timarın anlaşılması kolay olmayan bir sistem olduğuna değinen Punar, tez sunumunda literatür hakkında bilgi vererek değerlendirmelerde bulundu. Timar sisteminin gözden düştüğü yorumuna karşı çıkarak eyaletlerdeki timarlılaşmaya dair veriler sunduğu çalışmasında, yeni fetihler sonucunda yapılan tahrirlerin bu konu hakkındaki önemli bir kaynağı olduğunu belirtti. 


Timar gelirleriyle hazine gelirlerinin karşılaştırıldığı bir veri setinin konu hakkındaki özgün bir çalışma olduğuna değinen Punar, sefere katılan timarlı sipahilerin sayısını ve  bireysel gelirlerini de sıfırdan kendisi hesaplayarak literatüre katkısı büyük bir çalışma hazırlamıştır.

Timar, büyük ve titiz bir çalışma gerektiren bir sistemdir. Bu konu hakkında böyle bir tez hazırlayarak bizlere yeni bir  bakış açısı göstererek ufkumuzu açan Dr. Bünyamin Punar’a teşekkür ederiz.


OSAR Blog bünyesinde, Osmanlı araştırmaları literatüründe yer alan önemli tezlerin tanıtımına yönelik çalışmalarımız devam edecek. Bu çerçevede,  yeni  çalışmaları yakından takip ederek, alana katkı sağlamayı amaçlıyoruz.  


Teze ulaşmak için tıklayınız

Seminer kaydına ulaşmak için tıklayınız


Elif Sümeyye Ertürk

Sakarya Üniversitesi Yeniçağ Tarihi

Yüksek Lisans Öğrencisi


Dr. Bünyamin Punar kimdir?


2012 yılında Fatih Üniversitesi Tarih bölümünden mezun oldu. 2015 yılında İstanbul Şehir Üniversitesi Tarih Bölümü’nde Doç. Dr. Abdurrahman Atçıl danışmanlığında hazırladığı Kanun and Sharia: Ottoman Land Law in şeyhülislam fatwas from Kanunname of Budin to the Kanunname-i Cedid adlı yüksek lisans derecesini aldı.  ERC-OTTOLEGAL projesinde görev alan Punar’ın doktorasının ilk dört senesi TÜBİTAK-BİDEB, 2211-E programıyla desteklenmiştir. 2021 yılından itibaren Sakarya Üniversitesi Tarih bölümünde görev yapmakta olan Punar, evli ve bir çocuk babasıdır. 


62 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page